Etiket: uzman

  • Anne Oldum Ya Sonra?

    Anne Oldum Ya Sonra?

    Anne olmak… Kimisi için heyecanla beklenilen, kimisi için koca bir boşluk. İkisi için de ortak özellik; doğum sonrası gerçeklikle, duygularla yüzleşmek. “Anne oldum, ya sonra?” sorusu işte bu kırılmanın ardından fısıldanır çoğu zaman. Kucakta bir bebek, annenin yorgunluğu ve akıldan geçen binlerce soru…

    Doğum Sadece Bebeğin Yaşadığı Bir Durum Değil
    Doğum sadece fiziksel bir olay değildir. Kadın için bu süreç, bilinçdışında kendi annesiyle olan ilişkisine, bebekken yaşadığı olaylara, hatta bebeklik sonrasında yaşadığı deneyimlere kadar uzanır. Yeni doğan sadece bebek değil; annenin de yeni rollerinin doğduğu bir aşamadır. Bu geçiş her anne için farklı işler. Bazı kadınlar, kendi bebekliğindeki çözülmemiş travmalara regrese olup depresyona girerken; bazı anneler ise psikolojik olarak aynı stabilitede devam ederler.

    Kaybolan Benlik: “Ben de Varım” Diyemeyen Anneler
    Birçok kadın doğumdan sonra bir boşluğa düşer. Eğer herhangi bir bebeklik, çocukluk travması yoksa, bunun sebebi yeni sorumluluklar ve özellikle çalışan bir anne için düzenin tamamen değişmesi olabilir. “Ben sadece anne miyim artık?” sorusu, bize ileriki senelerde yaşanacak problemlerin ayak seslerini getiriyor olabilir. Bu çatışma çözümlenmeden bastırılırsa, ileriki yıllarda depresyon, öfke patlamaları, evliliğe yabancılaşma ya da çocuğa aşırı bağlanma gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

    Kendi Bebekliğine Regresyon
    Anne, özellikle doğumdan sonraki ilk aylarda kendi bebeklik dönemine bilinçdışı bir regresyon yaşayabilir. Burada, kendi annesiyle o dönemki ilişkisi; aldığı ya da alamadığı duygusal ve fiziksel bakımın izlerini bilinçdışı şekilde hatırlamasıyla bazı psikolojik durumlar tetiklenir. Örneğin, kendi bebekliğinde yeterince aynalanmamışsa, bebeğine karşı “İçimden hiçbir şey gelmiyor”, “Bebeğime karşı yabancı hissediyorum” gibi söylemler baş gösterebilir. Bu cümleler, psikodinamik bir regresyonun dışavurumudur.

    Ya Sonra?
    Annenin bu dönemde psikolojik destek alması büyük önem taşır; çünkü eş, dost, akrabalar onu isteseler de tam olarak anlayamazlar. Burada çözülmemiş bazı çatışmalar yatar. Öncelikle bireysel terapiyle, sonrasında ise sosyal destekle, eşin rol paylaşımıyla ve en önemlisi annenin kendine izin vermesiyle iyileşme süreci gerçekleşebilir. Anne eğer bu dönemde destek alamazsa, bir süre sonra bebekli yaşama alışabilir ama bu durum kendiliğinden geçmek yerine şekil değiştirerek ileride karşısına tekrar çıkması kaçınılmaz bir son olur.

  • Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı

    Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı

    3 yaşında oğlum var, bizleri artık hiç dinlemiyor, geçen gün çantasında tek sigara gördüm. Çılgına döndüm, saatlerce konuştum ama arkadaşı ne yaparsa onu yapmaya devam ediyor. Geçenlerde sınıfından birkaç veliyle de görüştüm. Öyle şeyler anlatıyorlar ki ; arkadaşı için anne ve babasının cebinden para alan çocuklar, kız arkadaşının saç rengiyle aynı olabilmek için saçını gizlice sarıya boyatan kızlar, dövme modası var deyip ,okul harçlıklarını biriktirerek  aynı dövmeden kollarına yaptıran üç samimi arkadaş …. Ne yapacağımızı şaşırdık. Saatlerce ülkeyi kurtaran nutuklar attık birbirimize…

    Özelikle ergenlik dönemindeki gençlerin ailelerinden sık sık bu tür serzenişler duymaktayız. Aslında tam da bu dönemin bir özelliği olan gencin arkadaşları tarafından kabul edilme ve onaylanma gereksinimlerinden doğar bu durum. Ancak bazen gençlerin başlarını belaya sokmalarına ve işlerin daha da karışmasına sebep olmaktadır da…

    Çocuklar okul dönemlerinde aileleriyle geçirdikleri zamanın neredeyse iki katını arkadaşlarıyla geçiriyorlar. Tıpkı biz yetişkinlerin iş arkadaşlarımızla geçirdiğimiz zaman gibi. Bu nedenle anne babalar işler ne zaman istedikleri gibi gitmese hemen çocuklarının kötü davranışlarının sorumlusu olarak arkadaşlarını göstermeleri aslında doğal gibi görünmekte.

    Ancak anne ve babaların gözden kaçırdıkları bir şey var ki o da; genellikle yanlış davranışlarda bulunan arkadaşları öncelikle kendi çocuklarının arayıp bulduğunu fark etmeyerek yanılgıya düştükleridir.

    Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı Nedenleri

    • Kabul görme ve onaylanma ihtiyacı
    • Reddedilme, dışlanma, alay edilme korkusu
    • Yakınlık, bir gruba dahil olabilme gereksinimi
    • “Adam yerine konma”, sözünü dinlettirme ihtiyacı
    • Özgüven eksikliği
    • Sosyalleşme becerilerinde eksiklik
    • “Hayır” diyebilme becerisinden yoksunluk
    • Çatışma ve çözüm bulma becerilerinde eksiklik
    • Aşırı baskıcı ya da aşırı rahat aile tutumları
    • Eksik ya da yanlış yetişkin rehberliği
    • Ev ortamının tutarsızlığı, dengesizliği
    • Sağlıksız rol modelleri
    • İlgi ve sevgi eksikliği

    Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı Öneriler

    1. Yasaklar koymayın: Amacınız çocuklarınızın arkadaşlıklarına engel olmak değil, arkadaşlık ilişkilerinde karşılaşabileceği sorunlarla başa çıkabilmelerine yardımcı olmak olmalıdır.
    2. Arkadaşlık kavramını açıklayın : Arkadaşlığın ne olduğu, kime arkadaş dendiği, arkadaş gruplarının gencin hayatındaki yeri, grup içerisinde bireyselliğini, kendi değerlerini ve haklarını nasıl koruyabileceğini konuşun .
    3. Çocuğunuzu dinleyin ve sorularına doğru yanıtlar verin : Yapılan araştırmalar gençlerin cinsellik, ilişkiler ve uyuşturucu maddeler hakkında arkadaşlarından veya medyadan yarım yamalak bilgiler edinmek yerine bu konuları anne babalarıyla konuşmak istediklerini göstermektedir bu nedenle size soru sormasına müsaade edin. Böylece yaşadığı ikilemleri daha sağlıklı şekilde atlatabilecektir. Kafası karıştığında danışabileceği, onu yargılamadan dinleyecek ve yol gösterecek birisinin olması kendini güvende hissetmesine sebep olacaktır.
    4. “Hayır” demesini öğretin : Arkadaş baskısı ile başa çıkmada en önemli yöntemlerden biri gence “hayır” diyebilme becerisini öğretebilmektir. Ergene “hayır demesini bil!” demek yeterli olmaz elbette , örnek olaylar verilerek üzerinde çalışılabilir, veya bizzat kendiniz örnek olabilirsiniz.
    5. Sevginizi gösterin: Öncelikle aile ortamından başlayarak gençlere sevilip sayıldıkları, saygı gördükleri, yargılanmadan dinlenebildikleri, kabul gördükleri, desteklendikleri ortamlar sağlanmalıdır. Bu gibi ihtiyaçları karşılanan ergenler olumsuz arkadaş gruplarından daha kolay kopabilmektedirler.
    6. Okul dışı ilgi alanlarını geliştirmesini sağlayın: Çocuğunuzun okul içinde veya dışında sosyal etkinliklere katılımını destekleyin. Bu şekilde ; hem sorumluluk alarak kendine olan güvenini arttıracak hem de değişik arkadaş ve yetişkin gruplarıyla sosyalleşme imkanı bulacaktır.
    7. Ufak tefek şeyleri büyütmeyin: Saç kesimi veya her gün siyah giymek gibi küçük değişiklikler gelip geçicidir. Bunları çocuğunuzun büyümesinin bir işareti olarak değerlendirin, aksi halde çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalabilirsiniz.
    8. Gereğinden fazla kaygılanmayın: Pek çok çocuk yanlışı ve doğruyu birbirinden ayırt edebilir ve büyüdüğünde sorumluluk sahibi , düşünceli bir yetişkin olur. Çocuklar ilerde anne babalarından öğrendikleri düşünceleri, değerleri ve inançları yeniden benimsemeye meyillidir. Eğer sizinle yeterince açık bir iletişim içinde olursa çocuğunuzun doğru kararlar vereceğine güvenin.
    9. Yardım alın: Eğer çocuğunuzun ciddi bir belaya bulaştığını düşünüyorsanız, mutlaka öncelikle okuldaki psikolojik danışmandan daha sonra da bir psikoterapistten yardım alın

    Kaynak: Dr Obengül Ejder

  • Güzellik Koçu Gülden Aydın Sizin İçin Yazdı (1 Kasım 2024)

    Güzellik Koçu Gülden Aydın Sizin İçin Yazdı (1 Kasım 2024)

    Makyaj, bir kadının güzelliğini tamamlayan son nokta Hiç kuşkusuz güzelliğini oluşturan ise hangi gözlerle aynaya baktığı

    • Makyajın iyileştirici bir etkisi olduğunu biliyor muydunuz?
    • Değişmek ve boyanmış görünmeden ziyade burada amaç sadece gözlere bir ışık cilde bir tazelik ve genel anlamda canlı ve iyi hissetmek
    • Herkesin vazgeçilmesi , her kadının çantasında bulunması gereken “kırmızı ruj “ hayat kurtarır diyebiliriz

    Bence kırmızı ruj sade ve sadece kadına özel bir güç sembolü ve her kadın kırmızı rujunu müdanasızca sürebilmeli.

    Biraz genel kural ve teknik bilgilerden bahsedelim:

    1. Bakımlı Dudaklar • Dudakları nemlendirmek.
      • Nazikçe dudak peeling uygulamak.
      • Kuru ve deri partiküllerini temizler.
      •Bu şekilde Pürüzsüz bir görünüm elde edilebilirsiniz

    Pürüzsüz dudaklarda süreceğiniz her ruj güzel görünecektir.

    1. Temiz Kontur • En kolay uç iyice sivriltilmiş bir kalemle sağlanır.
      • Önemli püf noktası: Dudak kenarından başlayarak yukarı doğru çerçevelersek daha iyi sonuç alırsınız.
      • Aynı kalemle çerçeveyi doldurduğunuzda rujun kalıcılığını artıracak bir zemin oluşturursunuz.
    2. Seçtiğiniz Kırmızı Tonu en önemli madde •ruj cilt alt tonuna göre seçilmelidir.
      • Sıcaksa sarımsı bir kırmızı, soğuksa mavimsi bir kırmızı seçebilirsiniz.
    3. Doğru Doku • Rujun yapısı, dudak yapısıyla ne kadar uyumlu olursa kullanımı o kadar rahat olur. İnce/asimetrik yapılı dudak mat bitişli rujlar daha iri dengeli gösterir.
      • Hali hazırda dolgun olan ya da normal dudaklarda cilt tipi belirleyici faktörler arasına girer.
      • Kuru karma ciltlere nemlendirici etkisi olan ya da saten bitişli rujlar iyi hissettirir.
    4. Sabitleme • Bu prosedür dudak makyajının olmazsa olmazıdır.
      • Öncelikle sürme işi tamamen bittikten sonra ince bir peçeteyi dudağınıza yerleştirip kaldırmadan iyice baskı uygulayın.
      • Eğer varsa peçetenin üzerinden dudağınızı güzelce pudralayın.
      • Sonra peçeteyi kaldırın ve bir kat daha ruj sürün.

    Ruj dişlerinize bulaşır diye kaygılanıyorsanız, ön dişlerinize temiz bir fırça ile hindistancevizi yağı sürdüğünüzde bulaşmayacaktır

    Şimdi kimin ne dediğine bakmadan kırmızı rujunuzu sürebilirsiniz.
    ………

    Cilt bakımı
    “Cildinimiz en önemli giysimiz”

    Cilt bakımı nedir?
    Sorusunun cevabı
    Cildi iyileştirmek , kaybettiklerini geri kazandırmak için düzenli olarak yapılan bakımların tümüdür

    En olmazsa olması temizlik kısmıdır

    Evde uygulanması gerekenler vardır birde ayda bir profesyonel bi bakım yapılması gerekir

    Başka bi gözün uzmanın sizi düzenli aralıklarla görmesi gerekir

    Cildinizin ihtiyacına göre bakımlar yapması her daim uzman gözetiminde olmanız her alanda avantaj sağlar

    “En iyi yatırım kendinize yaptığınız yatırımdır”

    Dolasıyla cildimiz her an sağlıklı, bakımlı , Işıl Işıl olduğunda katkıları çok olur

    Güzellik her zaman içten dışa doğdur
    Cildimize dışarıdan bakımlar yaparken ihtiyaç doğrultusunda vitamin,minarel desteği de alırsanız çok etki görürsünüz