Doğurganlık, yalnızca biyolojik sebeplerin dışında psikolojik bir süreçten de geçer. Günümüzde birçok kadın, biyolojik hiçbir problemi olmamasına rağmen hamile kalamıyor. Duygusal iniş çıkışlar ve stres seviyesindeki artış, hamile kalamamanın psikolojik sebeplerinden biri olabiliyor.
- Stres ve Anksiyete: Sessiz Bir Düşman
Stres ve anksiyetenin, yapılan araştırmalar sonucu yumurtlama döngüsünü etkilediği artık biliniyor. Klinik bir araştırmada Stanford Üniversitesi, yüksek düzeyde stres yaşayan kadınların yumurtlama düzensizlikleri ve hamile kalma oranlarında düşüş yaşadığını ortaya koydu. Sizi en çok rahatlatan nefes tekniklerinden birisini seçip uygulayabilirsiniz. Tabii ki birkaç nefes egzersizi yapıp hemen hamile kalmak bazen zor olabilir. Burada önemli olan, “Stres seviyeniz hamile kalma isteğinizden önce de yüksek miydi?” diye düşünmenizi istiyorum çünkü genel olarak stresli bir hayata sahipseniz önce bu alanları yönetmeyi öğrenmekten başlamak gerekebilir.
- Depresyonun Doğurganlık Üzerindeki Etkisi
Depresyon, hormonal dengenin bozulmasına neden olarak doğurganlık üzerinde negatif bir etkiye sebep olabilir. Motivasyonunuzu düşürerek tedavilerden uzaklaşmanıza ve alışkanlıklarınızda değişim yaşamanıza sebep olabilir. Bu durum, anne olmayı ertelemeye veya tamamen vazgeçmenize neden olabilir. Burada öncelikle hamile kalma sürecinizi rafa kaldırıp depresyonunuz üzerinde durmak gerekiyor. Hamile kalamamaktan kaynaklı bir depresyon yaşasanız bile bu durumu bir süre rafa kaldırmakla süreci başlatmalısınız. Çünkü beynimiz her olayda negatifi de düşünmeye daha meyilli oluyor. Depresyondayken pozitif bir hal almak oldukça zordur.
- Umutsuzluk Döngüsünden Çıkmak: Destek Almanın Önemi
Destek alan birçok çift, sadece doğurganlık problemini çözmekle kalmayıp farkındalıklarını da yükselterek daha iyi anne baba olmaya hazırlanıyor. Böylece hem isteklerine kavuşuyorlar hem de hamilelikten önceki hayatta yaşadıkları psikolojik süreçleri anlamlandırıyorlar. Günün sonunda psikolojik sağlamlıkları daha yüksek birer ebeveyn oluyorlar.
Kendinize İyi Bakın: Psikodinamik Açıdan Zihinsel Sağlığınızı Koruyun
Psikodinamik bakış açısına göre, geçmiş yaşantılar ve bilinçdışı duygular, doğurganlık sürecinde büyük bir rol oynar. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan duygusal deneyimler, ebeveynlik konusundaki bilinçdışı korkular veya beklentiler doğurganlık sürecine yansıyabilir. Örneğin, çocukken ebeveynlerle kurulan ilişkinin güvenli ya da güvensiz olması, bu süreçte ortaya çıkan stres ve kaygının şiddetini artırabilir. Bunu anlamanız için “Asla öyle bir anne baba olmayacağım.”, “Her zaman çocuğuma güler yüzlü olacağım.” gibi sözler söylüyorsanız bilinçdışınızda bunları yapamamanın korkusunu da yaşıyor olabilirsiniz. Bir danışanın vajinismus problemi, aslında hamile kalmaktan korktuğu için yaşadığı ortaya çıktı. Korkusunun sebebi ise kötü bir çocukluk geçirmesi ve anne olduğunda çocuğuna yaşadıklarını yaşatmamak istemesiydi. Bilinçdışı, çocuğuna kendi çocukluğunu yaşatmaktan öyle korktu ki vajinismus problemini de ortaya çıkardı.
Burada profesyonel bir destek almak sorunu çözecektir. Unutmayın, ruhsal farkındalık ve içsel iyileşme, bedeninize de olumlu sinyaller gönderebilir ve anne olma yolculuğunuzda önemli bir destek sağlayabilir.