Bir bebeğin ilk iki yılı, fiziksel ve psikolojik açıdan en hayati dönemdir diyebiliriz. Bu dönemde kurulan anne-bebek ilişkisi, çocuğun ileriki yaşamındaki bağlanma stillerini, ilişkisel örüntülerini, temel güven duygusunu ve öz-değer algısını belirler. Peki, sağlıklı bir bağlanma nasıl sağlanır? Anne ve bebeğin bu dönemdeki etkileşimleri hangi dinamikleri içerir? 0-2 yaş döneminde nasıl sağlıklı ve güvenli bir bağlanma kurulur? Bu yazıda bu konuları ele alacağız.
Bağlanma Teorisinin Temelleri
Bağlanma teorisi, John Bowlby tarafından geliştirilmiş olup, bebeğin sağlıklı bir gelişim gösterebilmesi için bakım verenle güvenli bir bağ kurması gerektiğini savunur. 0-2 yaş, bağlanma için en kritik dönemdir. Bakım verenin tutarlı, sıcak ve duyarlı olması oldukça önemlidir çünkü ilk 6 aya kadar bebek, kendisini bakım verenin bir uzantısı olarak görür. Bowlby’ye göre bağlanma ilişkisi, bebeğin ilerideki tüm ilişkilerine temel oluşturur.
Sağlıklı Bir Bağlanmanın Özellikleri
Sağlıklı bir bağlanma, annenin veya birincil bakım verenin bebeğin tepkilerine duyarlı bir şekilde geri bildirim vermesiyle başlar ve devam eder. Fiziksel temas (örneğin ten tene temas), göz teması ve yumuşak bir ses tonu bağlanmayı destekleyen temel unsurlardır.
Örneğin, bebeğiniz ağladığında ona bir yanıt verirseniz, bebeğiniz kendisini güvende hisseder. Burada bebeğin ağlaması, sizinle kurduğu bir iletişim yoludur. Bebek her ağladığında, ihtiyaç duyduğu bir durumu size iletmeye çalışır. Bu anlarda annenin bebeğin ihtiyacını fark edip gidermesi, sağlıklı ve güvenli bağlanmanın temellerini atar.
Bebeğiniz doğumdan sonra bir süre küvözde kaldıysa, anne-bebek bağlanmasını ve güven duygusunu pekiştirmek adına “Kanguru Bakımı” yapabilirsiniz. Ten tene temas, küvözden kaynaklı oluşan stres ve kaygıyı minimum düzeye indirir. Araştırmalar, kanguru bakımını uygulayan annelerin bebeklerinin daha hızlı kilo aldığını ve daha sağlıklı geliştiğini göstermektedir.
Annelerin bu süreçte kaygı duymaları çok normaldir, özellikle de annelikte ilk zamanlarını yaşayanlar için. Donald Winnicott’un “Yeterince İyi Anne” kavramı burada devreye girer. “Çocuğuma yetecek miyim?”, “Yetiyor muyum?” korkusuyla yaşayan annelere önerim, mükemmel olmak zorunda olmadığınızı hatırlamanızdır. Bebeğiniz mükemmel bir anne aramıyor; onun ihtiyaçlarını doğru zamanda karşılayan bir anne arıyor.
Pratik Öneriler
- Bebeğinizin ihtiyaçlarını fark edin ve yanıt verin: Ağlaması bir manipülasyon değil, bir ihtiyaç sinyali.
- Fiziksel temas sağlayın: Bebeğinize dokunun, onu kucaklayın, yumuşak bir sesle konuşarak göz teması kurun ve yanında olduğunuzu hissettirin.
- Ritüeller oluşturun: Yaşına uygun uyku, beslenme ve oyun gibi aktivitelerde tutarlı bir düzen oluşturun. Uyku öncesi özel bir şarkı söylemek veya bebeğinizle birlikte aynada yüz ifadelerini keşfetmek gibi günlük rutinler, bağlanma ilişkisini güçlendirir.
- Birlikte keşif anları yaratın: Küçük saklambaç oyunları oynayarak bebeğinizin keşif duygusunu teşvik edin. Basit bir fuların arkasına oyuncak saklamak bile etkili bir bağlanma oyunudur. Ayrıca bebeğinizle aynada yüz ifadelerini keşfederek taklit oyunları da yapabilirsiniz. Bu durum ise duygusal ve sosyal etkileşimi artırır.
Psikolog Dilan Yücel